Dünlerimin öyle
çabuk geçtiğini fark ettim ki... Sanki birçok şeye karşı geç kalmışım ben...
Seninle ilgili benle ilgili belki de tüm insanlarla ilgili birçok şeye geç
kalmışım ben... Anlamadan daha dün oldu dediğim birçok şey aslında yıllar öncesinde
kalmış olması o kadar garip ve acı geliyor ki... Düşünsene sanki daha dün gibi
okula başladığım, dün gibi ilk anne deyişim, dün gibi ilk adımlarım... Aslına bakarsan
ben sanırım embriyo olduğum günleri çok özlüyorum. Hiç bir şey bilmediğim dünyadan
bihaber yasadığım o zamanları öyle çok özlüyorum ki keşke tekrar o zamana geri dönebilsem
ve hiç doğmasam... Tanımasam hiç bir şeyi hiç kimseyi... Görmesem aslında yaşanamayacak
kadar kötü olan bu dünyayı... Tanımasam keşke önce seni seviyorum deyip sonra çekip
giden insanları, önce kanat takıp sonra o kanatlarla canımı acıtan insanları...
Öğrenmesem keşke insanlara kötü söz söylemeyi, duyamasam keşke söylenen kötü sözleri...
Yazamasaydım keşke ne acılarımı nede mutluluklarımı... Keşke her kıştan sonra
bahar gelir diye avutamasaydım kendimi... Kandırmasaydım. Bahardan sonrada kışın
olduğunu çok daha erken öğrenebilseydim. Keşke dünlerime bu kadar takılıp yarınlarımda
ne yapacağımı düşünmesem... Ne bugünü yaşayabilecek umudum nede yarına geçebilecek
cesaretim var artık. Herkeste bir kargaşa herkeste sahte gülücüklerin olduğu böyle
bir dünyada yasamak zorunda olmasaydım keşke... Yüzüme gülen insanların benden
sonra arkamdan konuştuklarını öğrenecek kadar şanslı olmasaydım keşke...
Yürürken bile nefes alırken bile karnim tok olduğunda sırtımdaki elbiselin en
iyisini olduğunda hala yeni bir şeyler almak peşinde koştuğumda vicdanım rahat olduğunda
mutluluktan gülümsediğimde keşke bunların en azından birine bile ihtiyaç duyan
o çocukları görmeseydim. Ayakları çıplak o kızgın betonlara basıp ayaklarına
bir çöpün batıp batmayacağını dahi düşünmeden sadece yanlarından geçip giden insanların
onlara iki kuruş ekmek parası vermelerini dilenirken görmeseydim. Diğer insanların
onlara karsı o acımasız tavırlarını koktukları için yüzlerini buruşturduklarını
ekmek parası istedikleri için onlara el kaldırdıklarını keşke görmeseydim.
Annelerinin ve babalarının ellerinden bir şey gelmeyecesine çocuklarının bu şekilde
yasamaya çalıştıklarını gördükleri o gözlerinden akan yaşları görmeseydim keşke...
Sokakta bir kaldırımda ya da bir parkta bezende yolun hemen kenarında sadece çocuklarının
biraz daha rahat uyumasını isteyen babalarının uykusuz sadece çocuklarını
izleyerek geçirdiği bir gecede sıcacık yatağıma gittiğimi düşünmeseydim keşke...
Ben ne elimi onlara uzatacak kadar iyi biriyim nede uzatamayacak sadece kafam çevirecek
kadar vicdansızım. Keşke diyebildiğim her cümle için yaşayıp iyi ki
diyebilecekleri anılar yaşatabilsem onlara... Onlara bunu yaşatabilecek biri
olsam keşke... Bazen bir anne sarılmasına ihtiyaç duyacak o çocuklara sarılabilsem
her seferinde her istediklerinde... Bir anne gibi abla gibi olabilsem...