27 Mayıs 2019 Pazartesi

Benim Hikayem

Bütün hikayeler bir kaç damla gözyaşı ile başlarmış. Bir serüvene bir niyet ile atılırmış insan... Hayalleri, korkuları, inandıkları ve sevgisi ile yürümek istermiş. Bazen bir şeyin sonu diğer şeyin başlangıcı olurmuş. Başlangıçtan korkarak. Biraz ters köşeden vuran yalanların gerçekliğinden korkarak. Bu gerçeklikte ağlamaktan, bundan kaçmaktan, saklanmaktan yorularak. Korku bu gerçekliğe karşı hissedilen korku... Bu bir söz kendimize verdiğimiz. O söz içinde sürüklenip sadece canlı kalmaya çalışıyoruz.
Ben kendime bunun bir serüven olduğunu söylüyorum. Bu bir macera belki de sadece kısa bir tatil... Bu bir mola biraz nefes almak için hayatını değiştirebilmek için...  Ama aslında bunun bir kaçış olduğunu biliyorum. İnsanlardan kaçtığımı biliyorum. Ve yine insanların yanına gidiyorum, insanların olduğu bir yere kaçıyorum. Kendimden hayallerimden herşeyden belkide en çok hissettiklerimden kaçıyorum. Biraz uzaklaşmak ve gözden ırak olmak istiyorum. Gönülden ırak olabilmek için...
Aslında sevdiğim bir hayatım vardı. Sevdiğim insanların içinde olduğu güzel bir hayattı... Bazen ağladığımız bazen kahkahalarımızın olduğu bir hayat... Bir işim vardı. Kendimi yararlı hissettiğim. Ailemin yanında olduğum. Birlikte sofraya oturabildiğimiz zamanlarımız vardı. Güzel kahvaltılarımızın mutluluk ile ilişki vardı. En azından bir şeye üzülsem yanına gidip anlatabileceğim insanlar vardı. Ama bazen öyle bir an geliyor ki en yakınında var olan insanları bile görmek istemiyorsun. Anlamıyorsun boş boş bakıyorsun. Hatta en yakınında olan insanlar bile ne hissettiğini anlamıyorlar. Diyorlarki her zaman mutlusun ne derdin olabilirki... Halbuki bir dizide duymuştum "Ağlamıyor olman üzgün olmadığın anlamına gelmez. Ve gülümsüyor olman senin mutlu olduğun anlamına gelmez." Gülümsüyordum çünkü insanları hep mutlu etmek istiyordum. Ama farkına vardım ki insanlar mutlu olsalarda kendi kötülüklerinden vazgeçmiyorlar. Bende kötü biriyim elbette... Hepimiz kötüyüz ama bu diğerlerine karşı nasıl olduğumuza bağlı biraz... Ve ben bundan dolayı artık usandığımı anladım. Her gün insanlardan saklanıp ağlamaktan bıktım. Bazı seçimleri biz yapıyoruz ve evet bazen seçimlerimiz hatalı oluyor. İlk başta savaşmak kolay oluyor. Ama zaman geçtikçe benim bedenimde ruhumda savaşmayı bıraktı. Bu yüzden en ufak birşey bile ağır gelebiliyor. Biriktirdim biriktirdim ve en sonunda kendi dünyamda bağırdım. Bu yol nereye düşerse bıraktım önüme... Çünkü kendi dünyamda artık yolumu bulamıyorum.
Yoruldum gerçekten yoruldum. Kendimden, bazı şeylere gözümü kapamaktan, hep ilk üzgün olan olmaktan, hep anlatmaya anlamaya çalışmaktan yoruldum. 
Ve bedenimi alıp gidiyorum, bedeniyle de kalbiylede gidebilir artık... Çünkü sadece kendime kadar gücüm kaldı. Gönülden ırak olabilmek için...